89/1'e Yalan Beyanda Bulunmak


Taraflar arasında kesinleşmiş ve muaccel bir borcun bulunup bulunmadığı, her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile birlikte banka hesapları üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yapılarak tespit edilmelidir.

Yasa Maddesi İİK m. 89/4 yasa maddesi

Yargıtay'ın güncel kararında yalnızca borçlunun ya da üçüncü kişinin defterine dayalı kararı yeterli bulmamış ve her iki tarafın defterlerinin karşılaştırılmak suretiyle bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirtmiştir.



Mesajınız:



Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2023/5743 E. , 2023/8577 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Ceza Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hakikate muhalif beyanda bulunmak suçuna yönelik kurulan hükme ilişkin incelemede;
Temyiz incelemesine konu edilen suçun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 338. maddesi kapsamında kalan ve kanunda üst sınırı bir yıla kadar hapis cezası öngören, "Hakikate Muhalif Beyanda Bulunmak" suçunu oluşturduğu gözetildiğinde;
28.02.2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenen CMK'nın 286/2-d uyarınca; ilk defa Bölge Adliye Mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, İlk Derece Mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığı anlaşıldığından, yapılan temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 298/1. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
2-İİK 89/4 maddesi uyarınca talep edilen tazminat istemine yönelik olarak kurulan hükme ilişkin incelemede; 5271 sayılı CMK'nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile müşteki vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede,
İlk Derece Mahkemesince tazminat isteminin reddine dair karar verildiği, kararın istinaf edilmesi sonucu, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İcra İflas Kanunu'nun 89/4. maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddenin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder" hükmü düzenlenmiş olup, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 89/4. maddesi gereğince mahkemece nispi harca tabi olan tazminat davası için birinci haciz ihbarnamesinde belirtilen borç miktarı üzerinden hesaplanacak nispi harcın tamamlatılarak karar verilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, nisbi harç yatırılmamış olduğundan, harç noksanlığının Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi gereğince ve 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesinde gösterilen süreler içerisinde tamamlattırılıp delillerin değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece nispi harç tamamlatılmaksızın esasa ilişkin inceleme yapılmış olması isabetsiz görülmekle, Kabule göre de; Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 3. kişi ... ...'ün 2017-2018 yıllarına ait ticari defter kayıtlarına göre inceleme yapıldığı, borçlu şirkete ait ticari defterlerin incelenmemiş olduğu anlaşılmıştır. 3. kişi ... ...'ün, asıl borçlu ..., ... 'na, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2019 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmakla, bu sebeple ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nın 220/3. maddesi ve HMK'nın 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nın 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve müşteki vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi .... Ceza Dairesinin ... Esas, ...Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 302/2 ve 28.02.2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Yasa ile değişik CMK'nın 304. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, İstanbul... İcra Ceza Mahkemesinin ..2021 tarih ... Esas ve ... Karar sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

.