Tüzel kişilere yapılan tebligatta, şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemektedir. Ancak haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerekir.…
Yazılarn yazarı: “Sibel Öztürk”
Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Muhammen bedelin %10’undan değil. 12. Hukuk Dairesi…
İİK’nun 150/e maddesi gereğince icra emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içinde geçerli bir satış talebi bulunmadığından takip düşmüş olup, düşen takipte ihale yapılamaz. 12.…
Birden fazla dava olsa dahi ihalenin feshi için tek bir para cezasına hükmedilir. 12. Hukuk Dairesi 2021/9075 E. , 2021/9385 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ…
Mirasçılardan her biri sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilirler. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış…
Satış isteminin varlığını kabul için bu konudaki açık talep yanında satış giderlerinin de yatırılması gerekir. Satış talebinden önce masraf yatırılması, o tarihte satış talebinde bulunulduğu…
İhalenin feshi talebinin kabulü halinde nemalandırılmış bu satış bedeli ihale alıcısına, reddi halinde ise alacaklıya ödenir. 12. Hukuk Dairesi 2021/5067 E. , 2021/10173 K. “İçtihat…
Kıymet takdiri tarihi, icra müdürlüğünün yaptırdığı kıymet takdirine itiraz olunmamış ise icra dairesince fiilen yapılan keşif tarihine, icra müdürlüğüne sunulan rapora karşı şikayet yoluna gidilmiş…
İİK’nun 134/2. maddesinde; “İhalenin feshini, Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek…
İhalenin feshi için öngörülen şikayet süresinin geçmesinden ya da ihalenin feshi istenmiş ise, bu konudaki şikayeti neticelendiren kararın kesinleşmesinden sonra, ihalesi yapılan taşınmazın alıcı adına tescili için tapu idaresine…
Aile mahkemesince ipoteğin kaldırıldığı satıştan önce bildirilmeyerek satış yapılırsa ve ihalenin feshi davası bu davanın sonucu nedeniyle konusuz kalırsa, yapılan ihale kesinleşir ve ihale alıcısı…
Arttırma bedeli malın tahmin edilen kıymetinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar o malla temin edilmişse bu suretle rüçhanı olan…
İİK’nun 126/2. maddesi gereğince, artırma, satıştan en az bir ay önce ilan edilir. Taşınmaz ihalelerinde de uygulanması gereken İİK’nun 114/2. maddesi gereğince, ilanın şekli, artırmanın…
İhalenin feshi davası sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde mirasçıları hep birlikte davaya dahil edilerek karar verilmelidir. 12. Hukuk Dairesi 2021/10375 E. , 2021/10651…
İcra memuru, borçluya ve varsa ipotekli/ rehinli malın maliki üçüncü şahsa, takibin türüne göre icra ya da ödeme gönderir. Bu zorunlu takip arkadaşlığıdır. Bu eksiklik…
Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının hiç tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Gerçek…
Esasa ilişkin nedenlerle davanın reddedilmediği halde para cezasına hükmedilemez. 12. Hukuk Dairesi 2021/11697 E. , 2021/10997 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda…
Katılma yolu ile temyiz/istinaf, asıl temyiz/istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olup ona tabidir. Bu nedenle asıl tarafın temyiz/ istinaf talebi esasa girilmeden reddedilirse, temyiz/ istinaf…
Birçok kişiye uygulanan bu idari para ceza yaptırımı nedeniyle itirazlar gündeme gelmektedir.
Tahliye taahhüdü, kanunda bir maddenin bir cümlesi ile ifade edilmiş olsa da kiracının aleyhine bir düzenleme olması dolayısıyla kira sözleşmesinde dahi bulunmayan şekil şartlarını haizdir.…
Dolayısıyla bu yetki ile borçluya, mahcuzun düşük bedelle satılması önleme imkanı tanınmıştır.
Taahhüt Kiralanan Teslimi ilişkisi kapsamında yazılı tahliye taahhüdü kiralananın kiracıya tesliminden sonra verilmelidir.
Sınırdaş tarım arazisi maliklerine verilen önalım hakkı kaldırılmıştır. Ancak 15 Mayıs 2014 ila 4 Kasım 2020 tarihleri arasında yürürlükte kaldığı için bu tarihler arası yapılan satımlara ilişkin uygulanmaktadır.
Borcun teminatı için devirde ön alım hakkı kullanılamaz. Öncelikle taraflar arasında gerçek bir satışın olup olmadığının araştırılması gerekir.
Tasarrufun İptaline Konu Taşınmazda Ön Alım hakkının kullanılması ile satın alanın ön alım bedeli tutarı ile sorumlu olmasına verilmelidir.
Satış akrabaya ve bağış / miras niyetiyle yapılmış ise ön alım hakkının kullanılmasının mümkün olmayacağı gözetilmelidir.
Cevap süresi geçmesi fiili paylaşım iddiasının ileri sürülmesine engel teşkil etmediği gibi daha önce ileri sürülmemiş ise de temyiz aşamasında dahi fiili paylaşım iddiası ileri sürülebilir.
Zira bu bir kötüniyet iddiası olduğundan davanın her aşamasında ileri sürülebilir. İlk kez temyiz aşamasında ileri sürülse dahi fiili taksim olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.
Fiili Paylaşım İle Ayrılmış Yerde Ön Alım Hakkı bulunmaz.
Ön alım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Birden Fazla Paydaşın Ön alım Hakkını Kullanması halinde paylaşım payına oranla yapılmayacaktır.
Önalım hakkını kullanan paydaşlar pay oranları fark etmeksizin önalım hakkına konu paydan eşit oranda yararlanırlar.
Ön alım hakkının kötüniyet ile kullanılıp kullanılmadığını hakim kendiliğinden dikkate alır ve savunmanın genişletilmesi söz konusu olmaksızın her zaman ileri sürülebilir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle ön alım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz.
Ön alım satış bedeli yüksek gösterilerek engellenmek istenebilir.
Bu halde ön alım hakkının kullanılması engellemek için bedelde muvazaa yapıldığını, dolayısıyla kasten yüksek gösterildiğini duyuma dayalı tanık beyanları ve taşınmaz değerine ilişkin rapor ile ispat edemezsiniz.
Aşağıda görülen yargıtay kararında davacının dinletmiş olduğu tanıkların görgüye dayalı değil, duyuma dayalı olarak beyanda bulundukları, keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun da tek başına bedelde muvazaanın varlığını göstermeyeceği, davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, gerekçesi ile yargılama giderleri kısmen aleyhine hükmedilmiştir.
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir
Davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Davacı ön alım davası sonuçlanmadan birleştirilen dosyada ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir.
Ön alıma ilişkin davanın sonuçlanmadığı, dolayısıyla davacının henüz davalıya ait hissenin maliki olmadığı anlaşılmakla taşınmazın tapu kaydında ön alıma konu hisse üzerinde yer alan malikin koydurduğu ipoteğin
Cirantanın ciro edilemez kaydının hukuki sonucu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 685/2. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre ciranta, senet sonradan kendilerine ciro edilmiş olan kişilere karşı sorumlu olmaz. Keşideci, ciro edilemez kaydı düşemeyecek midir?
Yeni düzenleme ile satış talebi ile birlikte giderlerin tamamının peşin yatırılması, bunun üzerine kıymet takdiri yapılması ve menkullerin, ihale alıcına teslime hazır edilmek üzere, muhafaza altına alınmasının uygulama haline gelmesi öngörülmektedir.
30.11.2021 tarihinden önce icranın geri bırakılması kararı bölge adliye veya yargıtay tarafından verilmekte idi. 7343 sayılı yasa ile 30.11.2021 tarihinden itibaren bu karar, takibin yapıldığı yer icra hukuk mahkemesinden alınmaktadır.
30.11.2021 tarihi itibariyle eğer daha önce adreste haciz yapılmamış veya yapılmış olmak ile birlikte takibin devamı kararı verilmemiş ise ve yedieminliği kabul eden bir istihkak iddiacısı varsa, memur menkulleri muhafaza altına almayacaktır.
Boşanma davasında delil elde etmek için casus yazılım yükleme eyleminin cezai anlamda suç teşkil edip etmediği hususunda; verilerine erişilen eşin özel hayatın gizliliği, haberleşme hürriyeti,…
İşverenin de işçiden çalışma saatleri içerisinde ilgisini iş dışındaki konulara ayırmamasını istemesi yönetim hakkı gereğidir. Diğer yandan işçi de sadakat borcu gereği zamanını iş görme edimine ayırmalıdır. Bu durum ile işçinin kişisel verilerinin işlenmesi hususları arasında çatışmanın gerçekleşmesi ise çok olasıdır.
İşçinin kişisel verilerinin işlenmesi istisna, işlenmemesi ise kuraldır. Kişisel verilerin hukuka aykırı olmayan şekilde işlenmesi için hukuka uygun olması gerekmektedir. İşverenin işçilerin kişisel verilerini işlemeye…
Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. Kişinin özel ve sosyal hayatı ve mesleki hayatı ile ilgili her türlü bilgi…
Kişisel verilerin işlenmesi istisna, işlenmemesi kuraldır. İşçilerin görüntü ve ses kayıtları kişisel veridir. Kişilsel verilen işlenmesi sırasında uyulması gereken ilkeler mevcut olup bu ilkeler aşağıdaki…
Kripto paralar popülerliğini ve kullanımını arttırmış ve geniş kitlelerce kullanılmaya başlamıştır. Merkeziyetli ve merkeziyetsiz borsalardan alımı satımı yapılmaya, çevrimiçi oyna kazan oyunları ile kazanılmaya başlamıştır.…
1 – İhtiyati haciz kararı alabilmek için olması gerekenler, Alacağın vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması gereklidir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yeterlidir. Kefalet limitinin…
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
2013/9588 E.
2013/13307 K.
25.6.2013 T.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret ( Kadıköy 2. Asliye Ticaret ) Mahkemesi’nce verilen 29.1.2013 tarih ve 2013/657 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sonay Demiralp Yavaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkilinin karşı taraf davalı şirketin %45 hissedarı, karşı taraf davalı G. C.’nin de %55 hissedarı iken, müvekkilinin bilgisi dışında ve gıyabında imzaları taklit edilmek suretiyle sahte kararlarla müvekkilinin hissesinin %01’e düşürüldüğünü. Kadıköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/453 D.İş sayılı ve 2011/451 D İş sayılı dosyalarında yapılan bilirkişi incelemelerinde davaya konu ortaklar kurulu kararlarında müvekkiline atfedilen imzaların müvekkilinin eli mahsulü olmadığının tespit edildiğini, müvekkilince bu şekilde başka uzman raporları da alındığını ileri sürerek, alınan kararların yokluğunun tespitine dair yargılama sonuçlanıncaya kadar karşı taraf-davalı şirket müdürü G. C.’nin temsil, ilzam ve imza yetkisinin sınırlandırılmasına ve şirketi temsil ve ilzamla imza yetkisinin tedbiren müşterek imzayla şirket ortakları olan müvekkiline ve karşı taraf davalı G. C.’ye verilmesine karar verilmesini tedbiren istemiştir.
Mahkemece, 3.1.2013 tarihinde verilen tensip ara kararında bir davaya konu yapılıp yargılama evresinde kanıtların toplanması ve değerlendirilmesi sonucu çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlıkla ilgili olarak uyuşmazlığı çözümler nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi mevcut dosya içeriği itibariyle davacının sahtecilik iddiasının yapılacak olan incelemeyle ortaya çıkacağı dikkate alınarak, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği, 7.1.2013 tarihinde de, ihtiyati tedbir isteyen-davacı vekili tarafından ibraz olunan istem dilekçelerinde terditli bir şekilde talepte bulunularak ihtiyati tedbir isteminin yenilediği, ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara kararı değiştirir bir durum mevcut bulunmadığı gerekçesiyle, talebin reddine karar verilmiştir.
Kararları, ihtiyati tedbir isteyen vekili temyiz etmiştir.
1- ) H.M.K.nun 391/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
2012/13597 E.
2013/688 K.
22.1.2013 T.
DAVA : Davacı A… Havacılık Anonim Şti. vekili tarafından, davalı T… Gazete Dergi Basım A Ş. aleyhine 27.2.2012 gününde verilen dilekçeyle ihtiyati tedbir istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda: mahkemenin görevsizliğine dair verilen 5.4.2012 tarihli kararın Yargıtay’ca incelenmesi A… Havacılık Anonim Şti. ve T… Gazete Dergi Basım A Ş. vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili A… Havacılık A.Ş.nin havacılık ve turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, S… Gazetesi ve T… Gazetesiyle gazetelerin internet sitelerinde, yine karşı taraf T… Gurubuna ait olan diğer yayın organlarında 2007 yılında İsparta’da gerçekleşen uçak kazasıyla ilgili haberler çıktığını, müvekkili şirketin kamuoyu nezdinde kötülenerek küçük düşürüldüğünü, ticari itibar ve faaliyetlerinin sekteye uğradığını belirterek müvekkilinin kişilik haklarına saldırı teşkil eden yayınların tedbir yoluyla durdurulması ve kaldırılmasını istemiştir.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
2010/30598 E.
2011/11343 K.
2.6.2011 T.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İhtiyati haciz, İ.İ.K.nun 257 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, farklı hukuki sonuçlar doğururlar. Sonuç itibariyle, ihtiyati haciz bir icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden ve açılacak davadan önce uygulanan ve H.U.M.K.nun 101 ve devam eden maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri ancak daha etkili bir tedbir işlemidir ve takip muamelesi sayılamaz.
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ
2012/7127 E.
2012/7065 K.
12.11.2012 T.
KARAR : Aleyhine ihtiyati tedbir istenilen R. Ç. 320.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak Kadıköy 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/8515 Sayılı takip dosyası ile D. Ş. K. aleyhine icra takibi başlatmıştır. İcra takibinin başlatılma tarihi 16.4.2012’dir. Bu takibin başlatılmasından önce D. Ş. K. tarafından 4.4.2012 tarihinde menfi tespit davası açılmıştır. Menfi tespit davası açılması sebebiyle D. Ş. K. vekili 4.4.2012 tarihli dilekçeyle ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması isteminde bulunmuştur. Mahkemenin 25.4.2012 tarihli kararı ile ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. D. Ş. K. vekili mahkemeye 14.5.2012 tarihli ayrıntılı bir dilekçe daha vererek ihtiyati tedbir konularak icra takibinin durdurulması isteminde bulunmuş, bu isteğin mahkemenin 17.5.2012 tarihli kararı ile reddedilmesi üzerine temyiz yoluna başvurulmuştur.
İcra İflas Kanunu’nun 72/II. maddesinde, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin talep üzerine teminat karşılığı icra takibinin durdurulmasına karar verilebileceği düzenlemesi yer almaktadır.
Çekteki İmzanın Keşideciye Ait Olup Olmadığı Yönünde Şüphe Bulunması İhtiyati Haciz Kararının Kaldırılmasına Olanak Vermez.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
2005/4327 E.
2005/4177 K.
25.4.2005 T.
KARAR : İhtiyati hacze itiraz eden S. D. vekili, müvekkili aleyhine 21.12.2004 keşide tarihli ve 120.000.000.000 TL bedelli çekten dolayı ihtiyati haciz kararı verildiğini, anılan çekin çalıntı olduğunu, zaten ödemeden men yasağı kaşesinin vurulduğunu, imzanın müvekkiline ait bulunmadığını, diğer itiraz edenler vekili ise, keşideci ile müvekkillerinin ticari ilişkisinin olduğunu, bu çekin teminat çeki olarak düzenlenip verildiğini, müvekkillerinden A.H.’nun eczanesinden çalındığını, ihtiyati haciz talep eden ve ciranta S. A. ile hiçbir ticari ilişkisinin olmadığını ileri sürerek, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Alacaklı vekili, istemin reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, keşideci itiraz eden S. D.’in dosyaya sunulan belgelerdeki imzaları ile çekteki imzası arasında bariz fark bulunduğu, hacze konu çeke ilişkin ödemeden men yasağı talimatı verdiği, ilerde telafisi mümkün zararlar doğabileceği gerekçesiyle, itirazların kabulüne, S.D., Ö.E. H. ve A. H. hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
2006/9551 E.
2006/12116 K.
6.6.2006 T.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı tarafından her iki borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş, süresinde … Genel Müdürlüğü vekili Kars İcra Mahkemesine hitaben Ankara İcra Mahkemesi aracılığı ile gönderdiği itiraz dilekçesinde; Kars İcra Dairelerinin yetkili olmadığını, yetkili icra dairesinin çekin ibraz edildiği bankanın bulunduğu İstanbul İcra Dairesi olduğunu öne sürmüş, ayrıca, çekteki keşideci imzasının da sahte olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece borçlunun yetki itirazının kabulüyle Kars İcra Dairelerinin yetkisiz olduğundan takibin iptaline karar verilmiştir. İlgili kararda yetkili icra dairesinin belirtilmediği görülmektedir.