Bahis Nedeniyle İdari Para Cezası
Birçok kişiye uygulanan bu idari para ceza yaptırımı nedeniyle itirazlar gündeme gelmektedir.
Birçok kişiye uygulanan bu idari para ceza yaptırımı nedeniyle itirazlar gündeme gelmektedir.
Tahliye taahhüdü, kanunda bir maddenin bir cümlesi ile ifade edilmiş olsa da kiracının aleyhine bir düzenleme olması dolayısıyla kira sözleşmesinde dahi bulunmayan şekil şartlarını haizdir. 6570 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "2. Kiracıdan kaynaklanan sebeplerle" başlıklı 352. maddesi " Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir." şeklindedir. Kanun Maddesi Yukarıdaki Gibidir Tahliye taahhüdü nedeniyle tahliyenin sağlanabilmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. A. Geçerli bir tahliye taahhüdü bulunmalıdır. Geçerlilik şartları aşağıda belirtilmiştir. Tahliye taahhüdü yazılı olmalıdır. Tıklayınız!!!…
Dolayısıyla bu yetki ile borçluya, mahcuzun düşük bedelle satılması önleme imkanı tanınmıştır.
Taahhüt Kiralanan Teslimi ilişkisi kapsamında yazılı tahliye taahhüdü kiralananın kiracıya tesliminden sonra verilmelidir.
15 Mayıs 2014 ila 4 Kasım 2020 tarihleri arasında yürürlükte kaldığı için bu tarihler arası yapılan satımlara ilişkin uygulanmaktadır.
Borcun teminatı için devirde ön alım hakkı kullanılamaz. Öncelikle taraflar arasında gerçek bir satışın olup olmadığının araştırılması gerekir.
Tasarrufun İptaline Konu Taşınmazda Ön Alım hakkının kullanılması ile satın alanın ön alım bedeli tutarı ile sorumlu olmasına verilmelidir.
Satış akrabaya ve bağış / miras niyetiyle yapılmış ise ön alım hakkının kullanılmasının mümkün olmayacağı gözetilmelidir.
Cevap süresi geçmesi fiili paylaşım iddiasının ileri sürülmesine engel teşkil etmediği gibi daha önce ileri sürülmemiş ise de temyiz aşamasında dahi fiili paylaşım iddiası ileri sürülebilir.
Zira bu bir kötüniyet iddiası olduğundan davanın her aşamasında ileri sürülebilir. İlk kez temyiz aşamasında ileri sürülse dahi fiili taksim olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. (daha&helliip;)
Fiili Paylaşım İle Ayrılmış Yerde Ön Alım Hakkı bulunmaz.
Ön alım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. (daha&helliip;)
Birden Fazla Paydaşın Ön alım Hakkını Kullanması halinde paylaşım payına oranla yapılmayacaktır. pay oranları fark etmeksizin önalım hakkına konu paydan eşit oranda yararlanırlar.
Ön alım hakkının kötüniyet ile kullanılıp kullanılmadığını hakim kendiliğinden dikkate alır ve savunmanın genişletilmesi söz konusu olmaksızın her zaman ileri sürülebilir.
Ön alım hakkını engellemek için bedelin yüksek gösterildiği iddiası duyuma dayalı tanık beyanları ve taşınmaz kıymet raporu ile ispatlanamaz.
miras kalan paya dayanan ön alım hakkında elbirliği mülkiyet söz konusu olduğu için tüm mirasçıların muvafakat etmesi gerekir
ön alıma ilişkin davanın sonuçlanmadığı, dolayısıyla davacının henüz davalıya ait hissenin maliki olmadığı anlaşılmakla taşınmazın tapu kaydında .. Ltd. Şti. adına kayıtlı hisse üzerinde yer alan ipoteğin kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararı dolayısıyla da taraf sıfatı bulunmamaktadır.
Cirantanın ciro edilemez kaydının hukuki sonucu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 685/2. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre ciranta, senet sonradan kendilerine ciro edilmiş olan kişilere karşı sorumlu olmaz. Keşideci, ciro edilemez kaydı düşemeyecek midir?
Yeni düzenleme ile satış talebi ile birlikte giderlerin tamamının peşin yatırılması, bunun üzerine kıymet takdiri yapılması ve menkullerin, ihale alıcına teslime hazır edilmek üzere, muhafaza altına alınmasının uygulama haline gelmesi öngörülmektedir.
30.11.2021 tarihinden önce icranın geri bırakılması kararı bölge adliye veya yargıtay tarafından verilmekte idi. 7343 sayılı yasa ile 30.11.2021 tarihinden itibaren bu karar, takibin yapıldığı yer icra hukuk mahkemesinden alınmaktadır.
30.11.2021 tarihi itibariyle eğer daha önce adreste haciz yapılmamış veya yapılmış olmak ile birlikte takibin devamı kararı verilmemiş ise ve yedieminliği kabul eden bir istihkak iddiacısı varsa, memur menkulleri muhafaza altına almayacaktır.
Boşanma davasında delil elde etmek için casus yazılım yükleme eyleminin cezai anlamda suç teşkil edip etmediği hususunda; verilerine erişilen eşin özel hayatın gizliliği, haberleşme hürriyeti, kişisel verilerin korunmasını isteme hakları ile diğer eşin başka yollarla delil elde etmesinin imkansız olduğu, bu verilerin eşlerin birbirlerinin erişimine rıza gösterdiği, bilgilerin ortak erişime açık olduğu ve özel hayatı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğu iddialarının tartışılarak sonuca gidildiği görülmektedir. Anayasa mahkemesi'nin 7/9/2021 tarihli kararında, verilerine erişilen eşin cezalandırma isteği ile ilgili yerel mahkeme ve Bölge adliye mahkemesince, kayıtların boşanma davasına delil olarak sunma dışında başka suçlara vücut verecek şekilde bilerek ve isteyerek basın, yayın, internet yolu…
İşverenin de işçiden çalışma saatleri içerisinde ilgisini iş dışındaki konulara ayırmamasını istemesi yönetim hakkı gereğidir. Diğer yandan işçi de sadakat borcu gereği zamanını iş görme edimine ayırmalıdır. Bu durum ile işçinin kişisel verilerinin işlenmesi hususları arasında çatışmanın gerçekleşmesi ise çok olasıdır.
İşçinin kişisel verilerinin işlenmesi istisna, işlenmemesi ise kuraldır. Kişisel verilerin hukuka aykırı olmayan şekilde işlenmesi için hukuka uygun olması gerekmektedir. İşverenin işçilerin kişisel verilerini işlemeye dair uygulamalarını; işçinin işverene ekonomik ve yönetim açısından bağımlılığı, işverenin yönetim hakkı, eşit davranma, ayrım yapmama ve işçi gözetme borçları çerçevesinde, uygulamanın hukuka ve dürüstlük kuralına uygun olması, güncel olması, belirli, açık ve meşru amaçlar için yapılması ve bu amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olması, gerektiği süre kadar muhafaza edilmesi kriterlerine göre değerlendirmek gerekmektedir. Bu doğrultuda kişisel verilerin işlenmesi için hukuka uygunluk nedeni varlığı gerekmektedir. Konumuz açısından bu uygunluk nedenleri işçinin açık rızası, kanunlarda işlenen verinin…
Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. Kişinin özel ve sosyal hayatı ve mesleki hayatı ile ilgili her türlü bilgi kişisel veridir ve kanun kapsamında korunmaktadır Bilginin gizli olması gerekmemekte olup, kişiyle ilgili herkes tarafından ulaşılabilecek bilgiler de, kişisel verinin diğer unsurları da mevcut olmak şartıyla kişisel veri niteliği taşır Bu bilgilerin kanuna aykırı işlenmesi de hukuka aykırılık oluşturur. Bu doğrultuda işçinin, diğer işçilerle whatsapp grubundaki yazışmaları yargıtay tarafından kişisel veri olarak nitelendirilerek, işverenin bu mesaja istinaden yaptığı feshi haksız kabul etmiştir. Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 10.01.2019 tarihli kararında aşağıdaki şekilde karar vermiştir.…
Kişisel verilerin işlenmesi istisna, işlenmemesi kuraldır. İşçilerin görüntü ve ses kayıtları kişisel veridir. Kişilsel verilen işlenmesi sırasında uyulması gereken ilkeler mevcut olup bu ilkeler aşağıdaki gibidir. a)hukuka ve dürüstlük kuralına uygun olma, b) doğru ve gerektiğinde güncel olma, c)belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme, ç) işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma, d) ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme. Belirtilen ilkelere aykırı gözetleme ihlal niteliğindedir. İşyerinin kamera ile gözetlenmesi suretiyle işçinin görüntüsü ve aynı zamanda ses kaydı yapılıyorsa sesi, dolayısıyla kişisel verileri işlenmiş olacaktır. Gözetlemenin açık ya da gizli olması kişisel verilerin hukuka…
Kripto paralar popülerliğini ve kullanımını arttırmış ve geniş kitlelerce kullanılmaya başlamıştır. Merkeziyetli ve merkeziyetsiz borsalardan alımı satımı yapılmaya, çevrimiçi oyna kazan oyunları ile kazanılmaya başlamıştır. Bu da kripto paraların alışverişte, ticarette, yatırımda kullanılıp kullanılmayamacağı, kullanılması halinde vergilendirmesinin ve muhasebeleştirmesinin nasıl yapılacağı hususlarını gündeme getirmiştir. İnternet kullanımının yoğunlaşması ile kaydi para kullanımı oldukça artmıştı. Kaydi (mevduat) para, fiziki varlığı olmayan, sadece bankaların hesaplarına alacak ya da borç kaydı düşülerek yaratılan bir ödeme aracıdır. Para ya da kaydi para yerine kripto paraların ortaya çıkmasının temel nedeni, kriz zamanlarında ülkelerin çok fazla miktarda para basmasıdır. Bu durum sınırlı, şeffaf ve ölçülebilir paraya ihtiyaç doğurmuştur.…
1 - İhtiyati haciz kararı alabilmek için olması gerekenler, Alacağın vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması gereklidir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yeterlidir. Kefalet limitinin üzerindeki borç için ihtiyati haciz istenebilmektedir. Faktoring şirketleri çeke dayalı olsa dahi alacağın varlığını temlik aldıkları fatura ile ispat etmelidir. 2 - İhtiyati haciz kararı alabilmek için olmaması gerekenler, a. Faturaların iade edilmiş olması, alacaklı olduğunu iddia eden kişinin elinde kendi ticari defterlerinden başka kanıt olmaması, 3 - İhtiyati haciz kararı almaya engel olmayan hususlar, Borca ilişkin olarak, borçlulardan birinin rehin vermesi, diğer borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmez. Teminat senedi olması, Borç…
İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Halinde Temyiz Yoluna Başvurulabilir.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
2012/13597 E.
2013/688 K.
22.1.2013 T.
DAVA : Davacı A… Havacılık Anonim Şti. vekili tarafından, davalı T… Gazete Dergi Basım A Ş. aleyhine 27.2.2012 gününde verilen dilekçeyle ihtiyati tedbir istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda: mahkemenin görevsizliğine dair verilen 5.4.2012 tarihli kararın Yargıtay’ca incelenmesi A… Havacılık Anonim Şti. ve T… Gazete Dergi Basım A Ş. vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili A… Havacılık A.Ş.nin havacılık ve turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, S… Gazetesi ve T… Gazetesiyle gazetelerin internet sitelerinde, yine karşı taraf T… Gurubuna ait olan diğer yayın organlarında 2007 yılında İsparta’da gerçekleşen uçak kazasıyla ilgili haberler çıktığını, müvekkili şirketin kamuoyu nezdinde kötülenerek küçük düşürüldüğünü, ticari itibar ve faaliyetlerinin sekteye uğradığını belirterek müvekkilinin kişilik haklarına saldırı teşkil eden yayınların tedbir yoluyla durdurulması ve kaldırılmasını istemiştir. (daha&helliip;)
İhtiyati Haciz Bir Takip İşlemi Değildir, İhtiyati Tedbir Benzeri Ancak Daha Etkili Bir Tedbir İşlemidir. Takibin Kesinleşmemiş Olması Uygulanmasına Engel Teşkil Etmez.
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ
2012/7127 E.
2012/7065 K.
12.11.2012 T.
KARAR : Aleyhine ihtiyati tedbir istenilen R. Ç. 320.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak Kadıköy 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/8515 Sayılı takip dosyası ile D. Ş. K. aleyhine icra takibi başlatmıştır. İcra takibinin başlatılma tarihi 16.4.2012’dir. Bu takibin başlatılmasından önce D. Ş. K. tarafından 4.4.2012 tarihinde menfi tespit davası açılmıştır. Menfi tespit davası açılması sebebiyle D. Ş. K. vekili 4.4.2012 tarihli dilekçeyle ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması isteminde bulunmuştur. Mahkemenin 25.4.2012 tarihli kararı ile ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. D. Ş. K. vekili mahkemeye 14.5.2012 tarihli ayrıntılı bir dilekçe daha vererek ihtiyati tedbir konularak icra takibinin durdurulması isteminde bulunmuş, bu isteğin mahkemenin 17.5.2012 tarihli kararı ile reddedilmesi üzerine temyiz yoluna başvurulmuştur.
İcra İflas Kanunu’nun 72/II. maddesinde, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin talep üzerine teminat karşılığı icra takibinin durdurulmasına karar verilebileceği düzenlemesi yer almaktadır. (daha&helliip;)
Somut olayda ise, ihtiyati hacze konu çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığı yönde şüphe bulunduğu, ödemeden men yasağı talimatı verildiği, ilerde telafisi mümkün zararlar doğabileceği gerekçesiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak, bahse konu çekin süresinde ibraz edildiği anlaşılmış olup, ödemeden men yasağı verilmesi çekin çek vasfını ortadan kaldırmamaktadır. Öte yandan, çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığı açılması muhtemel menfi tespit davasının konusunu oluşturabilecektir.
icrada yetki itirazı, icra dairesinin yetkisine itiraz, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz, yetki itirazında dikkat edilecek hususlar, yetki itirazında yetkili yer, yetki itirazında yanlış yer, yetki itirazında yetkili mahkeme gösterilmelidir, birden fazla yetkili mahkeme mevcut ise itiraz eden hangi mahkemeyi seçtiğini bildirmelidir,
Alacaklı İhtiyati Haciz Kararının İnfazını On Gün İçinde Kararı Veren Mahkemenin Yargı Çevresindeki İcra Dairesinden İstemek Zorundadır.
İhtiyati haciz kararlarına karşı anılan madde uyarınca yapılacak itirazları inceleme görevi, icra takibine geçilmiş olsa bile, ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye ait bulunmaktadır.
İhtiyati haciz talebinin dayanağı belgenin kambiyo senedi niteliğinde olmaması, ancak yapılacak icra takibinin mahiyetine etkilidir.
İhtiyati Haciz Kararı Verilirken İşin Esasına Girilmeksizin Alacağın Varlığına Kanaat Getirilmesi Yeterlidir. Mahkemece Keşif Yapılarak İhtiyati Haciz İsteyenin Gerçekten Alacaklı Olup Olmadığını İncelemesi Doğru Değildir.
Ciro Silsilesinin Kopuk Olması veya Ciro İlave Edilmesi İhtiyati Haciz Kararı Verilmesine Engel Değildir
İhtiyati haciz kararına yukarıda belirlenen nedenlere dayalı olarak yapılan itiraz, ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye sunulmalı ve bu mahkemece incelenmelidir. Bir başka anlatımla, inceleme görevi kararı veren genel mahkemeye aittir.
İstanbul Mahkemelerinin Yetkili Olduğunun Beyan Edilmesi Yeterlidir. İstanbul'da Birden Fazla Mahkeme Olduğu Gerekçesi İle İhtiyati Haciz Kararına İtiraz Reddedilemez.
Çekin Çalıntı Ve İçeriğinin Sahte Olduğu İddiası İle İhtiyati Haciz Kararının Kaldırılmasına Karar Verilemez. Bu İddia Menfi Tespit veya İstirdat Davasına Konu Edilebilir.
Çekin Çalınmış Olması Nedeniyle Ödeme Yasağı Konulması Yetkili Hamilin İhtiyati Haciz Kararı Almasına Engel Değildir
İhtiyati Hacze İtiraz Sebepleri Sınırlı Olarak Sayılmıştır. Alacağın Yargılamayı Gerektirmemesi Şeklinde Bir Koşul Öngörülmemiştir. Hizmetin ve Malların Ayıplı Olduğu İddiası Nedeniyle İhtiyati Haciz Kararı Kaldırılamaz.
Borçlunun huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaat ederek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep edebileceği hükme bağlanmıştır
Borçlu Huzurunda Yapılan Hacizlerde Haczin Tatbikinden, Aksi Halde Haciz Tutanağının Kendisine Tebliği Tarihinden İtibaren 7 Gün İçinde Mahkemeye Müracaat İle İhtiyati Hacze İtiraz Edebilir.
Bononun Teminat Senedi Olarak Verilmiş Olması İhtiyati Haciz Kararı Verilmesine Engel Değildir. Bononun Kambiyo Senedi Niteliği Devam Etmektedir.
Lehdar Sadece Keşideci Aleyhine İhtiyati Haciz Talebinde Bulunabilir.
Çekin Çek Vasfını Yitirmesi İhtiyati Haciz Kararı Verilmesine Engel Değildir. Önemli Olan Alacağın Varlığı Konusunda Kanaat Getirecek Kadar Delil Gösterilmesidir.
bonoların arkasında da lehdar şirketin kaşe ve imzası bulunmak suretiyle beyaz ciro yapıldığı, talep eden banka tarafından da ödememe protestosu keşide edildiği anlaşılmakla, TTK 596. maddesine ( yeni TTK 684. maddesi ) göre ciro ve zilyetliğin devri ile poliçeden doğan bütün haklar devrolunabileceği gibi poliçenin beyaz olarak da ciro edilebileceği
Aleyhine İhtiyati Haciz İstenen Lehine Verilmiş Bir Rehin Söz Konusu Değil İse İhtiyati Haciz Talebi Kabul Edilmelidir. Aynı Alacak İçin Borçlulardan Birinin Rehin Vermesi Tüm Borçlular İçin İhtiyati Haciz Kararı Alınmasını Engellemez.
Haksız fiili ile zarar veren kişiden rücuen tazminat ihtiyati haciz talebi kabul edilmelidir.