Sizce,
Borçlu/Alacaklı vekilinin yüzüne karşı tefhim veya tebliğden itibaren on günlük süre içerisinde istinaf yolu açıktır, denilmesi halinde aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Yargıtayın aşağıda paylaşılan kararında
İlk Derece Mahkemesince 20.06.2023 tarihli duruşmada
davacı vekilinin yüzüne karşı,
davanın reddine karar verildiği,
karara karşı tefhim veya tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yasa yolu nun
gösterildiği,
davacının tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yasa yoluna başvurduğu görülmektedir.
Yargıtay, 22.11.2023 tarihli Hukuk Genel Kurulunun kararına atıf yaparak, önceki içtihatından
döndüğünü bildirmiştir.
Bu durumun yanıltma halinde olduğunu kabul ile, istinaf incelemesinin İlk Derece
Mahkemesinin verdiği
başlangıç tarihine göre, tebliğden itibaren süresinde istinaf yoluna başvurulması halinde
incelenmesi yönünde karar verilmiştir.
Yasa Maddesi |
Yargıtay'ın güncel kararında yerel mahkemesince istinaf yoluna başvurunun tefhim veya tebliğden itibaren şeklinde açıklanması halinde, tefhim olunan kararın tebliğden itibaren istinafının geçerli olduğunu belirtilmiştir.
Mesajınız:
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen
tetkiki
davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası
için
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup
incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından, borçlu hakkında yapılan icra takibi üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurarak
borca itiraz ve kambiyo vasfına ilişkin şikayet başvurusunda bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince davanın
reddine karar verildiği, karar duruşmasında davacı borçlu vekilinin yüzüne karşı tefhim veya tebliğden
itibaren on günlük istinaf süresinin verildiği, borçlu vekilinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren
on
gün içinde istinaf başvurusunda bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf yoluna başvuru süresinin
tefhim veya tebliğden itibaren itibaren on gün olduğu , davacının hak düşürücü istinaf süresinin tefhimle
başladığı, davacı süresinden sonra istinaf mahkemesine başvurduğundan istinaf başvurusunun süre yönünden
reddine, temyiz yasa yolu açık olarak karar verildiği görülmektedir.
Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince 20.06.2023 tarihli duruşmada davacı vekilinin yüzüne karşı,
davanın
reddine karar verildiği, karara karşı tefhim veya tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yasa yolunun
gösterildiği, davacının tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yasa yoluna başvurduğu görülmektedir.
Hukuk Genel Kurulunun 22.11.2023 tarihli kararında tartışmalı olan bir husus neticeye bağlanmış olmakla
yanıltma halinde istinaf incelemesinin İlk Derece Mahkemesinin verdiği başlangıç tarihine göre,
tebliğden
itibaren süresinde istinaf yoluna başvurulması halinde incelenmesi yönünde karar verilmiştir.
Dairemiz
önceki içtihadından dönmek suretiyle istinaf incelemesinin yapılması gerektiği kanaatine varmıştır. O
halde,
Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, hem tefhim hem tebliğ tarihinden
demek
suretiyle yasa yolu süresinin başlangıcının açık ve anlaşılır gösterilmediği, hakim yanıltması sebebiyle
lehe yorumlamak suretiyle istinaf başvurusunun süresinde sayılarak istinaf nedenlerinin incelenmesi için
kararın bozulması gerekmiştir.